evet bir yerlerden başlayıp başarılı olmak zorundayız. bunun için de başarılı olacağımıza inanmalıyız. bu çok zor bir şey gibi görükse de o kadar zor değil. mesela şimdi bir şey istiyorum sizden. sağ elinizi yumruk yapın ve içinizden "yumruğumu açmayacağım" kelimesini tekrarlayın. sonra elinizi açmaya çalışın. ne oldu? elinizi açamadınız! açamazsınız da! çünkü elinizi açmak istemiyorsunuz. yani ne yapmak isterseniz, onu yaparsınız. çok basit :)
başka bir açıdan bakalım....
hayat aslında öğrenilen bir alışkanlıktan ibarettir. küçükken öğrenmeye başlarsınız. iyi, kötü, doğru, yanlış hepsini yavaş yavaş toplarsınız bilinçaltınıza. en basitinden babanızı, annenizi, öğretmeninizi, arkadaşınızı örnek alırsınız. kimi örnek alırsanız alın eninde sonunda bir modele tabii olacaksınız. aldığınız modellere göre kişiliğinizi "öğrenecek" ve o şekilde yaşamaya "alışacaksınız". işte bu şekilde yaşamımızı yönlendiren önkabullerimizi oluşturuyoruz ki bunlar değiştirilmesi zor olan temel yargılarımızdır.
o zaman hayatın bir tanımını yapmak istiyorum izninizle: "hayat, örnek aldığımız modellerden geliştirdiğimiz önkabullerimizle birlikte oluşan bir alışkanlık." nasıl bir tanım sizce?
hayat gerçekten öyle bir alışkanlık ki, bunu geliştirirken farkında bile olmuyorsunuz. mesela ne zaman yürüdüğünü bilen var mı bu dünyada? hatırlamazsınız ama bir şekilde öğrenirsiniz. başka bir örnek vermek istiyorum. elinize bir kağıt alın ve katlayın. sonra hangi yöne katladığınıza dikkat edin. peki neden bu yöne doğru katladınız? bir kere daha katlayın. bu sefer nasıl katladınız? büyük bir ihtimalle aynı şekilde katladınız. kağıdı ilk katlamaya başladığınızdan beri öğrendiğiniz bir yöntem vardır. ve onu tüm hayatınız boyunca kullanırsınız. ancak kağıdı ilk defa nasıl katladığınızı hatırlamazsınız. şimdi kağıdı açın ve farklı bir şekilde katlayın. sağ elle değil de sol elle katlayın. garip gelecektir belki. işte kağıt katlamanın farkındalığına vardınız. hiç dikkat etmiyordunuz değil mi?
o zaman hayatın bir tanımını yapmak istiyorum izninizle: "hayat, örnek aldığımız modellerden geliştirdiğimiz önkabullerimizle birlikte oluşan bir alışkanlık." nasıl bir tanım sizce?
hayat gerçekten öyle bir alışkanlık ki, bunu geliştirirken farkında bile olmuyorsunuz. mesela ne zaman yürüdüğünü bilen var mı bu dünyada? hatırlamazsınız ama bir şekilde öğrenirsiniz. başka bir örnek vermek istiyorum. elinize bir kağıt alın ve katlayın. sonra hangi yöne katladığınıza dikkat edin. peki neden bu yöne doğru katladınız? bir kere daha katlayın. bu sefer nasıl katladınız? büyük bir ihtimalle aynı şekilde katladınız. kağıdı ilk katlamaya başladığınızdan beri öğrendiğiniz bir yöntem vardır. ve onu tüm hayatınız boyunca kullanırsınız. ancak kağıdı ilk defa nasıl katladığınızı hatırlamazsınız. şimdi kağıdı açın ve farklı bir şekilde katlayın. sağ elle değil de sol elle katlayın. garip gelecektir belki. işte kağıt katlamanın farkındalığına vardınız. hiç dikkat etmiyordunuz değil mi?
peki, aykırı bir soru, yaşadığınızın farkında mısınız?
gelelim konumuz olan başarı ve başarısızlığa.kişiliğimizi oluşturan önkabullerin içinde başarı varsa başarılı oluruz. yani bir bakıma başarı sadece kazanılmış bir alışkanlıktan ibarettir. başarıyı öğrenen insan nasıl başarılı olacağını bilir ve o yönde gider. başarısızlığı öğrenen insan ise, ne yapar ne eder başarısız olmanın yollarını araştırır ve başarısız olur. ama başarılı olmayı da öğrenebilir. yanlış öğrendiğiniz bir bilgide ısrar eder misiniz? bile bile haksız duruma düşmeyi istemezsiniz herhalde. başarılı olmak varken niye başarısız olasınız değil mi?
aslında bakıldığında başarılı olmak pek de zor görünmüyor. ne dersiniz?
2 yorum:
illa başarılı olmak zorunda mıyız hayatta? bizi dayatılan asıl "önkabul" bu değil mi? yüksek yüksek lisanları bitirmeden, yüksek yüksek maaşlar almadan başarılı olamayacağımızı kodlamadılar mı bize bunca yıldır? mutlu olmak için "başarılı" olmak mı gerekiyor önce?
evet farkındalık önemli elbette ama başarılı olmak üzere kurgulanmış hayatlarımız olmamalı bizim. en azından benimki böyle olmamalı :)
başarıyı genel anlamda kullanmak istedim aslında. başarının öğrenilmiş olduğunu anlatmak istedim. genel bir yazı yani. buradaki başarıyı istediğiniz gibi öznelleştirebilirsiniz.
bence başarı; hayatta, olmak istediğim konumda bulunmaktır. eğer istediğim yere gelemezsem başarısızım demektir.
mutlu olmak konusuna gelince, eğer bulunduğum konumdan keyif alıyorsam mutluyum demektir.
zannedersem belirsiz bir denge var ikisinin arasında. hayatta, mutlu olmak için başarılı mı olmak lazım sorusu geliyor insanın aklına.
ne dersiniz?
Yorum Gönder